Öne Çıkan Yayın

Uyku Rutuni

Merhabalar Uzun zamandır herkesin sorduğu beklenen yazı uyku rutuni, Öncelikle burada yazacaklarım püf noktaları ve rutunin özeti nite...

3 Temmuz 2018 Salı

BEBEKLER VE ÇOCUKLAR İÇİN YÜZME KEYFİ SUNAN KOLLUK "Chereks Kraulquappen"DENEMEYE DEĞER

Merhaba Arkadaşlar

Yazın tatilde çocukları suya alıştırmak tüm ailelerin sorunu. Herkes eminim ki denizde yada havuzda çocuğuyla beraber yüzmek ister. Bunun için üretilmiş çeşitli aparatlar var. Kolluk, simit vs. Şimdi bu kısır döngüyü şöyle anlatayım. Piyasada satılan kollukların tümü büyük çocuklar için , bebeğinizin kafasını ister istemez suya gömüyor bu da çocuğu haliyle korkutuyor. Simitlere gelince kendinden oturaklı simitler ve içi boş simitler var. Kendinden oturaklı simitler bir süre sonra çocuğun apış arasını kesiyor, içi boş olanlarda güvensiz. Peki hiç mi güvenilir ürün yok. Elbette var. Piyasada 2 ürün ön plana çıkıyor.
1. Swimtrainer yüzme simidi:
Bu ürün hakkında çok fazla iyi yorum var. Simidin özelliği çocuğu yüzme pozisyonunda tutarak kendi kendine yüzme öğretebilmesi. Ama bu üründe ne yazık ki gövde suyun üstünde, bence en büyük dezavantajı bu. Fiyatı 70 tl civarı. Alıp çok memnun olan aileler var.
2.Chereks Kraulquappen Kolluk:
Arkadaşlar bu ürün alman menşeili bir ürün. Almanya  da yüzme okullarında sıklıkla kullanılan bir kolluk. Ürün 8 aylık bebeklerden yetişkinlere kadar çeşitleri mevcut. Biz bu ürünün başlangıç seviyesindeki kolluğunu tatilde kullandık. Günce henüz 1.5 yaşındaydı. Size şöyle söyleyeyim inanılmaz bir şey. Kolluk yapısında bebeğinizi suyun üstünde tutarken kafasının suya batmasını önlüyor. Suyun üstünde kendi kendine duran bebeğiniz bir kaç denemeden sonra kendi kendine suda oynuyor yüzüyor. Dikkat edlmesi gereken doğru takılması. Bebeğinizin koluna taktıktan sonra omzunda şişirilmesi ve şişirme yerlerinin dışarıda bırakılması. Biz bu üründen çok memnun kaldık. Adeta tatilimiz kat ve kat değerlendi. İnsanın bebeğiyle, çocuğuyla suda oynaması yüzmesi gerçekten paha biçilemez. Bu ürünün fiyatı 150 tl. Şiddetle tavsiye ediyorum.


12 Kasım 2017 Pazar

Bebek Bağışıklık Sisteminde Probiyotiklerin, Düzenin ve doğal beslenmenin önemi

Merhabalar,
Doğan her bebek eğer normal doğumsa doğum kanalından geçerken oradaki sıvıya temas ederek ilk probiyotiğini vücuduna alır. Bu bağışıklık sisteminin ilk askeridir. Sezeryan doğumda bebekler ne yazık ki bu korumadan yoksun olarak dünyaya gelmektedir ve daha korumasızlardır. Son zamanlarda bazı hekimler sezeryan doğumda vajinadan akan bu sıvıyı bebeklerin ağzına sürerek bu  işlevi yerine getirmeyi amaçlamaktadır. Bunun adına tohumlama deniyor. Doğumdan hemen sonra bağışıklık sisteminin gelişmesi için iş anne ve babaya düşüyor. Beslenme olarak muhakkak anne sütü ama tabi annede çok iyi beslenmeli. Sütü gelmeyen anneler içinde devam sütü ilk 6 ay başka bir şey düşünülemez. Fakata bağışıklık sistemi sadece beslenmeyle olmuyor. Odanın ısısı, bebeğin giyimi vs. Çocuğunuzu hemen hemen hergün hiç değilse yarım saat hava almak için dışarı çıkarın. Çoçuğunuz aman üşüyecek diye çok kalın giydirmeyin. Soğuk havadan korkmayın. Dışarı çıkaramıyorsanız en kötü balkona çıkarın:) 6 aydan sonra yavaş yavaş katı beslenme başlıyor. İşte burada çok önemli yardımcılarımız var. Öncelikle bebeğinizi doğal mevsiminde olan besinlerle besleyin. Organik eğer gücünüz yetmiyorsa köylü pazarından ürünlerinizi alın. Kefir,yoğurt,turşu, şirden mayalı peynir fermente besinlerle öğünlerini zenginleştirin. Çocuklarınızı un ve şekerden uzak tutun. Aman nolur deyip geçmeyin. Yoğurdunuzu kendiniz yapın. Doğadan beslenen gezen hayvanların sütünü bulmaya çalışın. En ideali keçi sütü. Tek düzey beslenmeden kaçının. Hergün yumurta et yedirin. Yumurta mutlaka organik gezen tavuk yumurtası olsun. Yumurtayı sağlıklı pişirin çok pişirip besin değerini kaçırmayın. Kefire 4 elle sarılın. Yoğurtlarına probiyotik şaseler atın. Kombu çayını araştırın. Kvass ı araştırın. Lahana turşusu 1 yaşdan sonra çok faydalı ama bunu kendiniz yapın blogda tarifi var. Kendi sirkenizi yapın. Prebiyotik lif içeren besinleri kullanın. Çocuklarınıza soğan sarımsak yemeyi alıştırın. Toprakta kumda oynamalarına izin verin. Ağızlarına sokmalarına izin verin. Havalar iyiyken çıplak ayakla yere bastırın. Oda sıcaklığını 23 derecenin üstüne çıkartmayın. Mümkün olduğunca ilaç antibiyotikten kaçının. Antibiyotik kullandıysa hemen probiyotik şaseleride kullanın. Uyku düzenini atlamayın. Çocuğunuzun iyi kötü bir düzeni olsun. Bir gün 11 de uyuyup ertesi gün 8 de uyumasın. Çocuğunuzun karnı doymaz diye ekmek yedirmeyin.Zeytininizi kendiniz yapın. Zeytinyağı ve tereyağını bolbol tükettirin. Temeli sağlam atın. Ne kadar çok doğal ve probiyotik açıdan bol beslenirseniz o kadar çok bağışıklığı güçlü bir çocuğunuz olur.

23 Ağustos 2017 Çarşamba

EL AYAK HASTALIĞI

     Bu sene yaz tatilinde tanıştık bu illet hastalıkla. İllet diyorum çünkü yapabildiğiniz şeyler çok sınırlı ve çocukları çok hırpalıyor. Nette yazan bilgiler hep aynı 4 ila 7 gün kuluçka süresi var, bulaşıcı, vücutta kaşıntı veren içi su dolu döküntüler. Hastalık oyun parkı, havuz, kreş gibi yerlerden geçiyor ve yazın salgın hale dönüşebiliyor.Biz bu hastalığı geçirdik ve o esnada nette çok arama yaptık yeterli bilgiye ulaşamadık. En azından belki bundan sonra bu hastalık ile ilgili bilgi arayan anne babalara yardımcı olur.

    Çarşamba günü Antalya da otelimizden çıktık ve evimize geldik. Her şey çok iyi, Övgü Günce mutlu, Cuma günü akşamı bir anda bir halsizlik ve ateş baş gösteriyor, ilk etapta azılardan şüpheleniyoruz, fakat ateş 38 i geçiyor, biraz vücudu yıkıyoruz üstünü soyuyoruz nafile ateş 39u hatta 39.2 yi buluyor. Tam bu sırada ateş düşürücüye mecbur kalıyoruz. Tüm ailelerin kullandığı bir fitil veriyoruz çocuğa sabaha kadar biraz idare ediyor. Cumartesi yine aynı apar topar hastaneye götürüyoruz. Doktor hemen teşhisi koyuyor el ayak hastalığı. Sonra sıralıyor tedavisi yok. Ağzında yaralar çıkacak bunlar için uyuşturucu bir solüsyon. Ateş için İbufen yada dolven. Cumartesi akşam oluyor ateş gitgide yükseliyor iştah yok. Dolven vermek zorunda kalıyoruz dolven ateşi düşürüyor ve çocuk biraz rahatlıyor. Sanıyoruz ki böyle atlatacağız ama bilmiyoruz ki macera yeni başlıyor. Ertesi gün döküntüler iyice artıyor, ağzın içinde aftlar oluşuyor. Çocuk yazık söyleyemiyor tabi ki sürekli mızmız ağzına katı bir şey gidince başlıyor ağlamaya, bu safhada serum yiyen çocuklar dahi varmış. Hastalığın pik yaptığı evre ateşten sonraki 3 gün. Bu 3 gün Allah yardımcınız olsun hem çocuk hem siz çok yıpranıyorsunuz ama korkmayın sonra hastalık zayıflayarak geçiyor. Bu sürede gelelim bizim yapıp faydasını gördüklerimize.
Birincisi ateş için dolven işimize yaradı. Ateşi kontrol altında tutabildik.
Vücutta çıkan döküntüler kaşındırıyor haliyle çocuk da kaşımak istiyor. İçi su dolu bu kabarcıklar patladığında iz kalma riski yüksekmiş. Bu yüzden ayak ve kollarını kapayan ince pijama tarzı kıyafetler giydirdik. Yaralar için fucidine ve madekassol kremi karıştırarak sürdük ayrıca her akşam yaraların üstüne hakiki kantron yağı sürdük. Kantron 2-3 günde pırıl pırıl yaptı. Ağız için aftoral sprey ve doktorun kendi yazdığı bir karışım olan damla kullandık. Ama en çok faydayı karadut şurubunda gördük. Ağız içinde yaralar çıktıktan sonra Karadut 2 günde kontrolü ele aldı.
Bu sürede çocuk katı bir şey yiyemiyor su alması çok önemli bebekse dahada önemli bu esnada biberonla mama, çorba rafadan yumurta verebilirsiniz. Biz rafadan yumurtayla dengemizi sağladık. Ateşten sonraki ilk 2 akşam çok zor. Çocuğunuz 1 saatte bir uyanıyor. Sürekli uzayarak ağlıyor. O esnada paniklemeyin biz hep dışarı çıkartarak arabayla gezinti yaptırdık, bu şekilde uyudu. Bu hastalığı geçirdikten sonra hastalığa çocuk bağışıklık sağlıyor ama tekrar etti diyenlerde var.
Ama bu 2 günde gerçekten çok yıprandı. Şimdiden bu satırları okuyan anne babaların Allah yardımcısı olsun. Allah minik bedenlere şifa versin.
Son olarak dikkat etmeniz gereken kantron hakiki olacak bunu iyi araştırın. Karadut şurubuda şekersiz ve katkısız olacak.  Ben kantron yağını facebookda bozok cao adlı kullanıcıdan aldım. Bulamazsanız kısa bir aramayla kendisine ulaşabilirsiniz.

Şimdiden geçmiş olsun.