Öne Çıkan Yayın

Uyku Rutuni

Merhabalar Uzun zamandır herkesin sorduğu beklenen yazı uyku rutuni, Öncelikle burada yazacaklarım püf noktaları ve rutunin özeti nite...

12 Kasım 2017 Pazar

Bebek Bağışıklık Sisteminde Probiyotiklerin, Düzenin ve doğal beslenmenin önemi

Merhabalar,
Doğan her bebek eğer normal doğumsa doğum kanalından geçerken oradaki sıvıya temas ederek ilk probiyotiğini vücuduna alır. Bu bağışıklık sisteminin ilk askeridir. Sezeryan doğumda bebekler ne yazık ki bu korumadan yoksun olarak dünyaya gelmektedir ve daha korumasızlardır. Son zamanlarda bazı hekimler sezeryan doğumda vajinadan akan bu sıvıyı bebeklerin ağzına sürerek bu  işlevi yerine getirmeyi amaçlamaktadır. Bunun adına tohumlama deniyor. Doğumdan hemen sonra bağışıklık sisteminin gelişmesi için iş anne ve babaya düşüyor. Beslenme olarak muhakkak anne sütü ama tabi annede çok iyi beslenmeli. Sütü gelmeyen anneler içinde devam sütü ilk 6 ay başka bir şey düşünülemez. Fakata bağışıklık sistemi sadece beslenmeyle olmuyor. Odanın ısısı, bebeğin giyimi vs. Çocuğunuzu hemen hemen hergün hiç değilse yarım saat hava almak için dışarı çıkarın. Çoçuğunuz aman üşüyecek diye çok kalın giydirmeyin. Soğuk havadan korkmayın. Dışarı çıkaramıyorsanız en kötü balkona çıkarın:) 6 aydan sonra yavaş yavaş katı beslenme başlıyor. İşte burada çok önemli yardımcılarımız var. Öncelikle bebeğinizi doğal mevsiminde olan besinlerle besleyin. Organik eğer gücünüz yetmiyorsa köylü pazarından ürünlerinizi alın. Kefir,yoğurt,turşu, şirden mayalı peynir fermente besinlerle öğünlerini zenginleştirin. Çocuklarınızı un ve şekerden uzak tutun. Aman nolur deyip geçmeyin. Yoğurdunuzu kendiniz yapın. Doğadan beslenen gezen hayvanların sütünü bulmaya çalışın. En ideali keçi sütü. Tek düzey beslenmeden kaçının. Hergün yumurta et yedirin. Yumurta mutlaka organik gezen tavuk yumurtası olsun. Yumurtayı sağlıklı pişirin çok pişirip besin değerini kaçırmayın. Kefire 4 elle sarılın. Yoğurtlarına probiyotik şaseler atın. Kombu çayını araştırın. Kvass ı araştırın. Lahana turşusu 1 yaşdan sonra çok faydalı ama bunu kendiniz yapın blogda tarifi var. Kendi sirkenizi yapın. Prebiyotik lif içeren besinleri kullanın. Çocuklarınıza soğan sarımsak yemeyi alıştırın. Toprakta kumda oynamalarına izin verin. Ağızlarına sokmalarına izin verin. Havalar iyiyken çıplak ayakla yere bastırın. Oda sıcaklığını 23 derecenin üstüne çıkartmayın. Mümkün olduğunca ilaç antibiyotikten kaçının. Antibiyotik kullandıysa hemen probiyotik şaseleride kullanın. Uyku düzenini atlamayın. Çocuğunuzun iyi kötü bir düzeni olsun. Bir gün 11 de uyuyup ertesi gün 8 de uyumasın. Çocuğunuzun karnı doymaz diye ekmek yedirmeyin.Zeytininizi kendiniz yapın. Zeytinyağı ve tereyağını bolbol tükettirin. Temeli sağlam atın. Ne kadar çok doğal ve probiyotik açıdan bol beslenirseniz o kadar çok bağışıklığı güçlü bir çocuğunuz olur.

23 Ağustos 2017 Çarşamba

EL AYAK HASTALIĞI

     Bu sene yaz tatilinde tanıştık bu illet hastalıkla. İllet diyorum çünkü yapabildiğiniz şeyler çok sınırlı ve çocukları çok hırpalıyor. Nette yazan bilgiler hep aynı 4 ila 7 gün kuluçka süresi var, bulaşıcı, vücutta kaşıntı veren içi su dolu döküntüler. Hastalık oyun parkı, havuz, kreş gibi yerlerden geçiyor ve yazın salgın hale dönüşebiliyor.Biz bu hastalığı geçirdik ve o esnada nette çok arama yaptık yeterli bilgiye ulaşamadık. En azından belki bundan sonra bu hastalık ile ilgili bilgi arayan anne babalara yardımcı olur.

    Çarşamba günü Antalya da otelimizden çıktık ve evimize geldik. Her şey çok iyi, Övgü Günce mutlu, Cuma günü akşamı bir anda bir halsizlik ve ateş baş gösteriyor, ilk etapta azılardan şüpheleniyoruz, fakat ateş 38 i geçiyor, biraz vücudu yıkıyoruz üstünü soyuyoruz nafile ateş 39u hatta 39.2 yi buluyor. Tam bu sırada ateş düşürücüye mecbur kalıyoruz. Tüm ailelerin kullandığı bir fitil veriyoruz çocuğa sabaha kadar biraz idare ediyor. Cumartesi yine aynı apar topar hastaneye götürüyoruz. Doktor hemen teşhisi koyuyor el ayak hastalığı. Sonra sıralıyor tedavisi yok. Ağzında yaralar çıkacak bunlar için uyuşturucu bir solüsyon. Ateş için İbufen yada dolven. Cumartesi akşam oluyor ateş gitgide yükseliyor iştah yok. Dolven vermek zorunda kalıyoruz dolven ateşi düşürüyor ve çocuk biraz rahatlıyor. Sanıyoruz ki böyle atlatacağız ama bilmiyoruz ki macera yeni başlıyor. Ertesi gün döküntüler iyice artıyor, ağzın içinde aftlar oluşuyor. Çocuk yazık söyleyemiyor tabi ki sürekli mızmız ağzına katı bir şey gidince başlıyor ağlamaya, bu safhada serum yiyen çocuklar dahi varmış. Hastalığın pik yaptığı evre ateşten sonraki 3 gün. Bu 3 gün Allah yardımcınız olsun hem çocuk hem siz çok yıpranıyorsunuz ama korkmayın sonra hastalık zayıflayarak geçiyor. Bu sürede gelelim bizim yapıp faydasını gördüklerimize.
Birincisi ateş için dolven işimize yaradı. Ateşi kontrol altında tutabildik.
Vücutta çıkan döküntüler kaşındırıyor haliyle çocuk da kaşımak istiyor. İçi su dolu bu kabarcıklar patladığında iz kalma riski yüksekmiş. Bu yüzden ayak ve kollarını kapayan ince pijama tarzı kıyafetler giydirdik. Yaralar için fucidine ve madekassol kremi karıştırarak sürdük ayrıca her akşam yaraların üstüne hakiki kantron yağı sürdük. Kantron 2-3 günde pırıl pırıl yaptı. Ağız için aftoral sprey ve doktorun kendi yazdığı bir karışım olan damla kullandık. Ama en çok faydayı karadut şurubunda gördük. Ağız içinde yaralar çıktıktan sonra Karadut 2 günde kontrolü ele aldı.
Bu sürede çocuk katı bir şey yiyemiyor su alması çok önemli bebekse dahada önemli bu esnada biberonla mama, çorba rafadan yumurta verebilirsiniz. Biz rafadan yumurtayla dengemizi sağladık. Ateşten sonraki ilk 2 akşam çok zor. Çocuğunuz 1 saatte bir uyanıyor. Sürekli uzayarak ağlıyor. O esnada paniklemeyin biz hep dışarı çıkartarak arabayla gezinti yaptırdık, bu şekilde uyudu. Bu hastalığı geçirdikten sonra hastalığa çocuk bağışıklık sağlıyor ama tekrar etti diyenlerde var.
Ama bu 2 günde gerçekten çok yıprandı. Şimdiden bu satırları okuyan anne babaların Allah yardımcısı olsun. Allah minik bedenlere şifa versin.
Son olarak dikkat etmeniz gereken kantron hakiki olacak bunu iyi araştırın. Karadut şurubuda şekersiz ve katkısız olacak.  Ben kantron yağını facebookda bozok cao adlı kullanıcıdan aldım. Bulamazsanız kısa bir aramayla kendisine ulaşabilirsiniz.

Şimdiden geçmiş olsun.

1 Haziran 2017 Perşembe

BEBEKLERDE D VİTAMİNİ TAKVİYESİ VE BALIK YAĞI

       Bebeklerin gelişiminde olmazsa olmazların başında d vitamini geliyor. D vitamini doğal olarak güneşten alınabiliyor. Bilinenin aksine çocuklarımızı güneşten çok fazla sakınmamak gerekiyor. Güneşin 2 tip ışını var biri uva biri uvb. Uvb ışını doğal olarak d vitamini almamızı sağlıyor fakat bu ışın güneşin dik olarak geldiği saatlerde bize ulaşabiliyor sabah ve akşam saatlerinde zararlı olan uva ışınını alıyoruz. Bununla ilgili çocuk beslenme uzmanı rahmetli Ahmet Aydın kitabında güneşin dik geldiği saatlerde güneş kremi sürmeden korumasız bir şekilde 15-20 dakika güneşlenmemiz gerektiğini söylüyor. Ayrıca sadece çocukların değil herkesin günlük d vitamini takviyesi alması gerektiğini paylaşıyor. Hemen hemen tüm çocuk doktorları bebeğimiz doğduğundan beri günlük d vitamini yazıyor. Bunların en bilineni deivit. Ne yazık ki bu vitaminin içinde kanserojen bir madde olan BHA var diğer alternatif d vitaminlerinde de ya koruyucu yada etanol yani alkol var. Şanslıyız ki 3 4 aydır Türkiye pazarına giren Carlson d drops bu aşamada yardımımıza koşuyor. İçinde yapay hiçbir madde ve koruyucu yok. Tamamen doğal yağlardan elde ediliyor. Amerikan menşeli bir vitamin. Türkiyedeki ürünlerinde 4 yaşından büyük çocuklar için ibaresi var. Bunun nedeni ülkemizde bir ürünün bebekler için gibi reklam yapılması uygun değil. O yüzden firma amerikada ki babys d3 ürününü babys kids d3 ürünü kutusunda ithal etmiş. İçerik birebir aynı. Zaten yeni kutularında da kutunun üstüne bu durumu belirtmişler.
Gelelim balık yağına;

Balık yağıda d vitamini gibi olmazsa olmaz.İçeriğindeki epa ve dha beyin gelişimi için çok önemli. İlk 3 yıl gelişiminde telafisi olmayan şeylerden. Piyasada bir sürü balık yağı var. Balık yağı seçerken dikkat etmeniz gereken içeriğindeki epa ve dha oranı. Bu oran ne kadar fazlaysa o kadar iyi. Omega 3 ü aynı zamanda balıklardan doğal olarak alabiliriz fakat günümüzde temiz balık bulmak hem zor hemde hergün balık yiyemiyoruz. Bu konuda bazı anneler tamamen kulaktan duyma bilimsellikten uzak balık yağı kilo yapıyor diye gerçeği hiç yansıtmayan bir yalanla çocuklarına balık yağı vermiyor. Bilimsel olarak balık yağı bırakın kilo aldırmayı aksine zayıflatıyor. Neyse biz konumuza dönelim:) Bu aşamada ürün tavsiyesi isteyenlere ülkemizde bulabileceğiniz en kaliteli balık yağları sırasıyla;

Carlson Balık Yağı
Moellers Balık Yağı
Ocean Balık Yağı
Solgar Balık Yağı

 Bu ürünlerden sadece Moellers balık karaciğerinden yapıldığı için içinde d vitaminide var bu ürün yazın kullanılmaması daha iyi olur.

Biz Övgü Güncemize Carlson vitamin ve balık yağı kullanıyoruz.

Herkese bol sağlıklı yaşamlar:) Bir başka yazıda görüşmek dileğiyle...

11 Mart 2017 Cumartesi

Bağışıklık Sisteminin Askeri; "Alman Sauerkraut Turşu" Tarifi

Bebekler ve yetişkinler için bağışıklık sistemi sağlıklı bir yaşam için bir savunma sistemidir. Dünyaya gözlerini açan bebeklerin bağışıklık sistemi çok zayıftır. Bağışıklık sistemi zayıf olan çocuk hastalılara daha çabuk yakalanır. Çünkü mikroplarla savaşacak askeri vücudunda yoktur. Bağışıklık sistemini güçlendiren besinler probiyotikler ve prebiyotiklerdir. Başlıca prebiyotikler  olaraklahana, pırasa, et, kemik suyu, muz, sarımsak, soğanı sayabiliriz. Probiyotikler ise vücudumuzda zaten var olan canlı bakterilerdir. Biz bebeklerimizi ne kadar çok bu besinlerle beslersek bağışıklık sistemine o kadar yardım etmiş oluruz. Övgü Güncemizin bağışıklık sistemi askerlerinden bir taneside bu turşu. Gelelim tarifine;
Rahmetli Ahmet Aydın hocamızın söylemiyle 1 kaşığında 1 trilyon bakteri olan alman turşusu tarifi şu şekilde,

Öncelikle malzemeler:
Mevsiminde ilaçsız mor lahana ve beyaz lahana
Kereviz
Havuç
Pancar
Rafine edilmemiş kaya tuzu.
(Sebzeler organik yada ilaçsız olduğundan emin olun)

Yapılışı
Öncelikle tüm sebzeleri derin bir kaba kalın bir rendeyle rendeliyoruz yada çok ince olacak şekilde kesiyoruz. Ne kadar küçük olursa o kadar iyi.
Tüm sebzeler rendeledikten sonra üstüne sularını bırakmaları için 1 kiloya 1.5 çorba kaşığı kaya tuzu olacak şekilde tuz serpiyoruz. Tuzla beraber sebzeleri çiğ köfte yapar gibi ovuyoruz. Bu işlem bittikten sonra daha fazla su salmaları için sert bir cisimle (tokmak,taş,soda şişesi vb) ile sebzeleri bir güzel eziyoruz. Baya baya vurun korkmayın.
Daha sonra dövmüş olduğumuz sebzeleri cam bir kavanoza sıkıca basıyoruz. Burdaki püf noktası çok sıkı bir şekilde basılacak hiç hava yada boşluk kalmayacak bunun için soda şişesi iyi bir yardımcı. Sebzeleri cam kavanoza bastıkça kendi suyu sebzelerin üstüne çıkması gerekiyor. İyi şekilde dövmüş ve sebzeleriniz mevsiminde ilaçsız ise sularını salar.
Suyu üstüne çıkan turşumuzun sütüne beyaz yada mor lahananın bütünyaprağınıkapak gibi kapatıyoruz. Amaç kıyılmış sebzeler suyun üstüne çıkarak hava almasın. Kapak ile turşunun arası çok az bir boşluk olmalı. Sonra kapak yaptığımız lahana yaprağının üstüne sert bir cisim taş olabilir koyarak son rutuşu yaparak. Kavanozun kapağını sıkı bir şekilde kapatıyoruz. Hiç bir şekilde hava almaması lazım. Kurmuş olduğumuz turşuyu oda sıcaklığında ışık görmeyen bir yere kaldırıp 1 ay unutuyoruz. 1 ay sonra probiyotik deposu turşumuz hazır. Dolapta 1 yıla kadar saklayabilirsiniz. Bu turşuda limon ve sirke yok. Bu ikisi probiyotikleri öldürüyor.

Not:Eğer bunca işleme rağmen sebzelerinizin suyu çıkmadıysa ılık bir suya 1 kiloya 1 kaşık kaya tuzu çözeltisi hazırlayıp katabilirsiniz.

Afiyet şifa olsun.




Bebeklerde Diş Bakımı

Bebeklerde diş bakımı birçok ailenin bir şey olmaz diye boşverdiği yada herkesin aklına en son gelen bakımdır. Herkes bebeğin süt dişlerinin zaten döküleceği için diş bakımının çok önemli olduğunu düşünmez. Aslında gerçek bunun tam tersidir. Bebeğin ilk dişi çıktığından itibaren bebeğin düzenli olarak ağzı ve dişleri temizlenmelidir. Peki ama nasıl dediğinizi duyar gibiyim. Bebekler anne sütü veya mamayla da beslenseler süt ve mamadaki enzimler bebeğin süt dişlerini çürütürler. Erken çürüyen süt dişlerin yerine gelecek dişler bu durumda ya çürüyen süt dişinin olduğu yere kayar yada gömülü kalarak hiç çıkmaz. Bunun sonucunda da bozuk bir çene yapısı yada çok ileri vakalarda operasyona kadar giden bir yolu hazırlar. İşte bu yüzden bebeğin daha ilk dişi çıkar çıkmaz önce bir tülbent yada silikon el fırçaları ile bebeklerin dişleri temizlenmelidir. Macun olarak kesinlikle bebekler için üretilen florürsüz macunlar tercih edilmelidir. Fırça olarak bebekler için dizayn edilmiş yumuşak başlıklı bir fırça alınmalıdır. İşte tam bu noktada bebekler için bir çok ürün bulunuyor fakat çoğu üründe olduğu gibi bunlarda bebeğin o doğallığı için fazla zararlı.
Gelelim bu iş için kullanılacak ürün tavsiyelerine;
Diş fırçası olarak tavsiye edebileceğim 2 ürün var,
İlki benimde kullandığım curaprox curakid. Bu ürün 6 aylık bebeğe dahi kullanılabiliyor. İsviçreli bir diş firmasının ürünü.
İkinci üründe yine diş ürünlerinde uzman bir firma Tepee. Bu iki fırçadan başka fırça sizde kullanmayın. Bana güvenin süslü diğer markalara bakmaya gerek yok. Zaten Curaproxun fırçasını bir kere kullanan başka fırça zor kullanır:)

Diş macunu olarak tavsiye edebileceğim tek ürün var: Jackn Jill. Tamamen doğal yutulabilir. Vücuda zararlı hiçbir madde yok. İçeriğinde çeşitli bitki vemeyvelerin özleri var. Rehberimiz EWG sitesinden tam not almış. Gözü kapalı bu ürünüde kullanabilirsiniz.